TÜRKİYE’DE ORGANİK TARIMIN GELİŞİMİ VE SERTİFİKASYON SÜRECİ
Organik tarım, doğaya saygılı üretim yöntemleri kullanarak, insan sağlığını ve çevreyi korumayı amaçlayan bir tarım biçimidir. Kimyasal gübreler, pestisitler, hormonlar ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) gibi sentetik girdilerin kullanılmadığı bu üretim sistemi, günümüzde çevre bilincinin artmasıyla birlikte önem kazanmıştır.
1. Organik Tarımın Tanımı ve Önemi
Organik tarım sadece üretim aşamasını değil, ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi, depolanması ve pazarlanmasını da kapsayan bütüncül bir üretim sistemidir. Organik tarımın hedefleri arasında toprak verimliliğini korumak, biyolojik çeşitliliği artırmak ve doğal kaynakları sürdürülebilir biçimde kullanmak bulunmaktadır. Sağlıklı beslenmeye yönelik artan talep ve çevresel kaygılar, organik tarımın önemini her geçen gün artırmaktadır.
2. Dünyada Organik Tarımın Gelişimi
Organik tarımın temelleri 20. yüzyılın başlarında atılmıştır. Sir Albert Howard’ın Hindistan’daki çalışmaları ve Rudolf Steiner’ın biyodinamik tarım felsefesi, bu sürecin başlangıcını oluşturmuştur. 1970’lerden itibaren, Ekolojik kaygılar ve çevre hareketleri sayesinde organik tarım hızla yaygınlaşmıştır. 1990’lı yıllarda Avrupa Birliği, ABD ve Japonya gibi ülkelerde yasal düzenlemelerle organik üretim tanımlanmış ve sertifikasyon süreçleri oluşturulmuştur.
3. Türkiye’de Organik Tarımın Başlangıcı
Türkiye’deki Organik tarımın başlangıcı ve gelişimi, özellikle Avrupa pazarının büyümesiyle yakından ilişkilidir. Türkiye’de organik tarım uygulamaları, 1986 yılında Avrupa’nın ithalat talebi doğrultusunda sözleşmeli üretim sistemi çerçevesinde başlamıştır. İlk talep yani üretim ise Türkiye’nin dünya pazarında önemli bir yere sahip olan geleneksel ürünleri kuru üzüm ve kuru incir devamında ise kuru kayısı ile olmaktadır. Dolayısıyla Ege bölgesinde başlayan organik tarım faaliyetleri zamanla tüm Türkiye’ye yayılmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde organik üretim yeni bir boyut kazanarak bitkisel ürünler, islenmiş̧ gıda ürünleri ile diğer gıda ve tarım ürünleri olarak sınıflandırılabilecek bir sektörel yelpazeye ulaşılmıştır.
Hukuki ve kurumsal düzenlemeler bağlamında, Türkiye’de organik tarım sektörünü aşağıda açıklanan dönemlerde inceleyebiliriz.
Başlangıç dönemi (1980–1990)
Ø Organik tarım faaliyetleri 1986 yılında öncelikle ithalatçı ülkelerin mevzuatlarına uygun olarak yapılmıştır. Türkiye’de bu yıllarda henüz bir yasal çerçeve yoktu, üretim tamamen ihracat odaklıydı.
Ø AB’nin 1991 yılındaki Konsey Tüzüğü (2092/91) uyarıca Avrupa Topluluğu’na (AT) organik ürün ihraç eden ülkelerin kendi ulusal mevzuatlarını çıkarmaları zorunluluğu getirilmiştir.
Ø Organik tarım faaliyetleri çeşitli “komiteler” vasıtasıyla yürütülmüştür.
Ø 24 Aralık 1994 tarihli ve 22145 sayılı “Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretimi” isimli yönetmelik yayınlanmıştır. Bu sayede Türkiye’nin ilk kontrol ve sertifikasyon sistemleri faaliyete geçmiştir.
Ø Bu Yönetmelik ile ilk kez Türkiye’de organik tarım faaliyetleri TKB (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı)’nin denetiminde ve belirlenen kurallar çerçevesinde yürütülmeye başlanmıştır.
Kurumsallaşma, Farkındalık ve Yasal Çerçeve (2000’ler)
Ø AB mevzuatındaki değişimlere uyum sağlamak üzere, söz konusu yönetmelikte değişikliğe gidilerek 11 Temmuz 2002 tarih ve 24812 sayılı organik hayvancılık ve kültür balıkçılığını da içerecek şekilde “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” yayınlanmıştır
Ø 5262 Sayılı “Organik Tarım Kanunu” 03 Aralık 2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak uygulamaya başlanmıştır.
Ø Kanun ile organik tarım yönetmeliklerinde yapılan hukuki düzenlemeleri güçlendirmek, ayrıca tarafların görev ve sorumlulukları ile cezai yaptırımlara (daha önce mevzuatta bulunmayan) dayanak oluşturmak üzere organik ürünlerin üretimi, tüketimi ve denetlenmesine dair hükümler getirilmiştir.
Ø Bu Kanuna dayalı olarak hazırlanan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin 10 Haziran 2005 tarihli ve 25841 sayılı Yönetmelik yürürlüğe girmiştir.
Ø Bu yönetmelik; 2092/91 sayılı Organik Tarım AB Konsey Tüzüğü ile büyük oranda uyumlu olan ve “AT’ye Organik Ürün İhraç Eden Üçüncü Ülkeler” listesinde yer almak amacıyla hazırlanmıştır.
Ø Dış pazarlarda istenen çeşit ve miktarlarda organik tarım ürünlerinin ihraç edilerek pazarlanması, yayımlanan bu yönetmelikle mümkün olmuştur.
Ø AB’nin ilgili mevzuatında gelişen ilave değişikliklerin içselleştirilmesini teminen 17.10. 2006 tarih-26322 sayılı Organik Tarımın Esasları ve Uygulanması Yönetmelik oluşturulmuştur.
Ø Devlet, organik üretim yapan çiftçilere Doğrudan Destek Ödemeleri yapmaya başlamıştır.
Ø Organik Tarım Bilgi Sistemi (OTBİS) kurulmuştur ve veri girişi yapılmaya başlanmıştır.
Ø Üniversitelerde Organik tarım programları açılmış ve araştırmalar teşvik edilmiştir.
Gelişim ve Yayılma (2010 – 2020)
Ø AB’nin yeni mevzuatına uyumlu “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” 18 Ağustos 2010 tarihindeki 27676 sayılı yönetmelik yürürlüğe girmiştir.
Ø 6 Ekim 2011 (28076), 14 Ağustos 2012 (28384) ve 24 Mayıs 2013 (28656) ve 24 Eylül 2014 (29129) tarihlerinde bazı değişiklikler yapılmıştır.
Ø Bu dönemden itibaren iç pazarda gelişmeler yaşanmıştır ve organik ürünler için sadece ihracat değil ürünün tüketimi de önem kazanmıştır. İlk organik ürün pazarları İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde açılmıştır.
Ø Ürün çeşitliliği 200’ün üzerine çıkmış; zeytin, fındık, buğday, pamuk, sebze-meyve gibi ürünler dahil olmuştur.
Ø Organik pazarlar, organik ürün reyonları ve online satış hizmetleri yaygınlaşmıştır ve nihai tüketicinin organik ürüne erişimi kolaylaşmıştır.
Ø Organik tarım ürünleri ve üretimleri hızla artmıştır.
Günümüz ve Gelecek Perspektifi (2020-2025 ve sonrası)
Ø Kooperatif ve STK’lar devreye girmiştir. Çiftçiler örgütlenmeye başlamış, üretim ve tüketim bilinci artmıştır.
Ø Türkiye, Avrupa'nın önemli organik ürün tedarikçileri arasında yer almıştır.
Ø İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik kaygılarıyla birlikte organik tarıma olan ilgi artmıştır.
Ø Organik ürün çeşitliliği 250’yi geçmiş ve üretici sayısı 75.000’in üzerine çıkmış, organik bitkisel üretim alanları 500.000 ha alana yaklaşmıştır. Son olarak Türkiye’de Organik ürün üretim miktarına bakıldığında 1.631.943 ton olarak kayıtlarda yer almaktadır. Ayrıca 40’dan fazla ülkeye organik ürün ihracatı yapılmaktadır.
4. Türkiye’de Organik Tarımda Karşılaşılan Sorunlar
1. Eğitim ve Bilinç Eksikliği
Birçok üretici organik tarım teknikleri hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin yetersiz olması, üretim verimliliğini ve ürün kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir.
2. Sertifikasyon ve Denetim Problemleri
Sertifikasyon süreci bazı üreticiler için maliyetli ve karmaşık bulunmakta, denetim mekanizmalarının eksiklikleri tüketici güvenini zedelemektedir.
3. Pazar Sorunları
Organik ürünlerin fiyatlarının yüksek olması ve pazarlama kanallarının sınırlı olması iç tüketimi sınırlandırmaktadır.
4. Destekleme Politikalarının Yetersizliği
Organik üreticilere yönelik desteklerin düşük olması, özellikle küçük üreticiler için organik tarımı ekonomik olarak sürdürülebilir kılmamaktadır.
Türkiye’de Organik Tarım Sertifikasyon Süreci
Organik tarımda sertifikasyon, bir tarımsal ürünün üretim, işleme, depolama ve pazarlama süreçlerinin organik tarım standartlarına uygun olarak yürütüldüğünü belgeleyen resmi bir işlemdir. Bu sistem, hem tüketicilerin güvenini sağlamak hem de üreticilerin iç ve dış pazarlarda rekabet edebilirliğini artırmak amacıyla uygulanmaktadır.
1. Sertifikasyonun Temel Unsurları
Ø Bağımsız Denetim: Üretici veya işletme, yetkilendirilmiş bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından düzenli olarak denetlenir. Bu denetimler, üretimin tüm aşamalarını kapsar (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2023).
Ø Mevzuata Uygunluk: Türkiye’de organik tarım, 5262 Sayılı Organik Tarım Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik çerçevesinde yürütülür (Resmî Gazete, 18.08.2010 tarihli ve 27676 sayılı).
Ø Sertifika Belgesi: Denetim sonucu uygun bulunan işletmelere, üretim dönemine ilişkin olarak "Organik Tarım Sertifikası" verilir. Bu belge olmadan ürün “organik” etiketiyle satılamaz.
Ø İzlenebilirlik ve Şeffaflık: Tohumdan tüketiciye kadar olan her aşama kayıt altına alınır. Böylece ürünün organik olduğunun izlenebilirliği sağlanır.
2. Organik Tarımda Sertifikasyonun Önemi
Organik tarımda sertifikasyon, yalnızca bir etiketten ibaret olmayıp, üretim sürecinde doğaya, insan sağlığına ve hayvan refahına saygılı bir yaklaşımın güvence altına alınmasını sağlar. Bu sistem, hem üretici hem de tüketici için çok çeşitli açılardan önem taşır.
Ø Tüketici Güveni ve Gıda Güvenliği
Sertifikasyon, tüketicilere satın aldıkları ürünün organik tarım ilkelerine uygun üretildiğine dair güvence sunar. Tüm üretim zincirinin izlenebilir olması, tüketicinin sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşmasını sağlar. Sertifikalı organik ürünlerde tüketiciye güven verilmesi, iç ve dış pazarda rekabet avantajı sağlamaktadır.
Ø Çevre Dostu ve Sürdürülebilir Tarımın Teşviki
Organik tarımda kullanılan doğal girdiler (kompost, biyolojik mücadele, rotasyon gibi) çevrenin korunmasını sağlar. Sertifikasyon bu uygulamaların standardize edilmesine ve yaygınlaşmasına katkı sunar. Organik tarım çevresel sürdürülebilirliği desteklerken, sertifikasyon sistemi bunun doğru yapıldığını güvence altına alır.
Ø Pazar Erişimi ve Rekabet Avantajı
Sertifikalı organik ürünler, hem iç piyasada hem de özellikle Avrupa Birliği, ABD ve Japonya gibi dış pazarlarda yüksek talep görmektedir. Sertifikasyon, bu pazarlara erişimin ön şartıdır. Organik ürün sertifikasına sahip üreticiler, ihracatta önemli avantajlar elde etmektedir.
Ø Kayıtlı ve İzlenebilir Üretim
Sertifikasyon sürecinde üretici tüm girdilerini, işlemlerini ve hasat bilgilerini kayıt altına almak zorundadır. Bu durum, üretimin izlenebilirliğini sağlar ve tarımsal verimliliğin artırılmasına yardımcı olur. Organik tarımda sertifikasyon, kayıtlı üretim sistemini zorunlu kılarak üretim planlamasına katkı sağlar.
3. Türkiye’de Organik Tarım Mevzuatı
Türkiye’de organik tarımın hukuki çerçevesi 2004 yılında çıkarılan 5262 sayılı "Organik Tarım Kanunu" ile belirlenmiştir. Bu Kanun'un amacı:
- Organik tarım faaliyetlerini düzenlemek,
- Üretim ve pazarlama aşamalarını denetlemek,
- Organik tarım sektörünü geliştirmektir.
Kanun kapsamında çıkarılan "Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik" (son hali 2010’da güncellenmiştir) sertifikasyon süreci ile ilgili ayrıntılı hükümler getirmiştir.
Bu düzenlemelere göre Türkiye’de organik tarım faaliyetleri sadece Bakanlık tarafından yetkilendirilen kontrol ve sertifikasyon kuruluşları aracılığıyla yapılabilmektedir.
4. Organik Tarımda Sertifikasyon Süreci
Organik tarım ürünlerinin dünya çapında tanınması ve güvenilir şekilde pazarlanabilmesi için uluslararası sertifikasyon sistemleri oluşturulmuştur. Bu sistemler, bölgeye göre farklılık gösterse de genellikle benzer bir süreci takip eder.
Ø Başvuru
- Üretici, yetkili bir sertifikasyon kuruluşuna başvurarak organik üretime geçmek istediğini bildirir.
- Bu başvuruda, arazi bilgileri, kullanılacak tohum veya fideler, üretim planı ve kullanılan girdiler beyan edilir.
Ø Sözleşme İmzalanması
Başvuru kabul edildikten sonra üretici ile kontrol ve sertifikasyon kuruluşu arasında bir sözleşme imzalanır. Bu sözleşme:
- Tarafların hak ve yükümlülüklerini,
- Sertifikasyon şartlarını içerir.
Ø Geçiş Süreci
- Konvansiyonel (geleneksel) üretimden organik üretime geçmek isteyen üreticiler için genellikle tek yıllık ürünlerde 2 yıl, çok yıllık ürünlerde ise 3 yıl süren bir “geçiş süreci” öngörülür.
- Bu dönemde üretici organik yöntemlerle üretim yapar ancak ürünleri "organik" olarak satılamaz, "geçiş süreci ürünü" ibaresi kullanılabilir.
Ø Denetimler
- Kontrol kuruluşları, , yılda en az bir kez sahada hem habersiz hem de haberli şekilde araziyi, üretim tesislerini, kullanılan girdileri, kayıtları ve ürünleri denetlemektedir. Denetimler şunları kapsamaktadır;
- Tohum ve fide kullanımı, Gübre ve bitki koruma ürünleri kullanımı, Toprak işleme yöntemleri,
- Hasat ve taşıma işlemleri, Depolama ve ambalajlama.
Ø Numune Alma
· Gerekli görüldüğü hallerde toprak, bitki, su veya ürün numuneleri alınarak laboratuvar analizleri yapılır. Bu analizler, pestisit kalıntısı, ağır metal gibi istenmeyen maddelerin varlığını kontrol etmektedir.
Ø Sertifika Düzenlenmesi
· Denetimlerin olumlu sonuçlanması halinde, üreticiye "Organik Tarım Sertifikası" verilir. Bu sertifika:
- Üretim ve kontrol koşullarını belirtir.
Sertifika, bir yıl süreyle geçerlidir. Her üretim sezonu sonunda yenilenmesi gerekmektedir.
5. Türkiye’de Yetkilendirilmiş Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları
Türkiye’de organik tarım sertifikasyonu, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirilen özel şirketler ve kuruluşlar tarafından yapılır. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de yaklaşık 37 adet yetkilendirilmiş kuruluş faaliyet göstermektedir. Bu kuruluşlara https://www.tarimorman.gov.tr/Konular/Bitkisel-Uretim/Organik-Tarim/Yetkili-Kuruluslar-KSK linkinden ulaşılabilmektedir.
Bu kuruluşlar hem ulusal hem de uluslararası sertifikasyon programlarına uygun hizmet verebilmektedir.
6. Organik Sertifikasyonun Uluslararası Boyutu
Türkiye’de üretilen organik ürünlerin önemli bir kısmı ihraç edilmektedir. Bu nedenle ürünlerin Avrupa Birliği, ABD, Japonya gibi ülkelerin organik standartlarına da uygun olması gerekmektedir.
Önemli uluslararası standartlar:
· Avrupa Birliği Organik Yönetmeliği (EU 2018/848)
· ABD Organik Programı (NOP)
· Japon Organik Standardı (JAS)
Türkiye’deki sertifikasyon kuruluşları, bu standartlar için de denetim ve sertifikasyon hizmeti sunmaktadır.
7. Organik Tarım Sertifikasyon Sürecinde Karşılaşılan Sorunlar
Organik tarım, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir üretim şekli olmasına rağmen, sertifikasyon sürecinde üreticilerin karşılaştığı çeşitli yapısal, ekonomik ve teknik zorluklar bulunmaktadır.
Ø Sertifikasyon Maliyetlerinin Yüksekliği
Organik üretime geçişte ve sertifikasyon sürecinde üreticilerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, denetim, analiz ve belge giderlerinin yüksek olmasıdır. Bu durum özellikle küçük aile işletmelerini zorlamaktadır. Sertifikasyon ücretleri küçük üreticiler için ekonomik bir engel oluşturmaktadır.
Ø Geçiş Sürecindeki Verim Kaybı
Konvansiyonel tarımdan organik tarıma geçiş sürecinde (2–3 yıl), kimyasal girdiler kullanılmadığı için ürün veriminde düşüş yaşanabilir. Ancak bu dönemde ürünler “organik” olarak satılamaz, bu da gelir kaybına yol açar. Geçiş sürecinde verim kaybı ve pazarlama sorunları, üreticilerin motivasyonunu azaltabilmektedir.
Ø Bilgi Eksikliği ve Teknik Destek Yetersizliği
Organik tarım uygulamaları konusunda bilgi, danışmanlık ve eğitim eksikliği, üreticilerin sertifikasyon sürecini doğru yönetmesini zorlaştırmaktadır. Girdilerin ne zaman, nasıl ve ne kadar kullanılacağı konusunda rehberlik eksikliği sıkça görülmektedir.
Ø Pazar ve Tüketici Talebi Belirsizliği
Organik ürünler genellikle daha pahalıdır. Tüketici bilinci düşük olduğu bölgelerde bu ürünlere olan talep sınırlı kalabilmektedir. Bu da üreticinin ürününü pazarlamada zorlanmasına neden olabilmektedir.
Ø Sertifikasyon Sisteminin Karmaşıklığı
Organik tarım sertifikasyon prosedürleri, çok sayıda belge, yıllık yenileme, saha denetimleri ve kayıt sistemi gerektirmektedir. Bu karmaşık yapı, özellikle düşük okuryazarlık düzeyine sahip küçük üreticiler için erişimi zorlaştırmaktadır. Küçük üreticiler, karmaşık sertifikasyon sürecine adapte olmakta zorlanabilmektedir.
Ø Denetimlerde Standart Farklılıkları
Farklı ülkeler ve kuruluşlar tarafından uygulanan organik tarım standartları birbirinden farklı olabilmektedir. (örneğin: AB, USDA, JAS). Bu durum özellikle ihracat yapmak isteyen üreticiler için sorun teşkil eder.
8. Sertifikasyon Sürecinin İyileştirilmesi İçin Öneriler
- Küçük üreticilere yönelik sertifikasyon destek programlarının artırılması,
- Üretici eğitimlerinin yaygınlaştırılması,
- Mevzuatın sadeleştirilmesi,
- Denetim süreçlerinde standardizasyon sağlanması,
- Toplu sertifikasyon modellerinin geliştirilmesi.
Toplu sertifikasyon (group certification), özellikle küçük üreticilerin maliyetleri paylaşmasını sağlayarak süreci daha erişilebilir hale getirebilmektedir.
Kaynaklar
- IFOAM (International Federation of Organic Agriculture Movements), (2018). The Principles of Organic Agriculture.
- Lampkin, N. (1990). Organic Farming. Ipswich: Farming Press Books.
· Howard, A. (1940). An Agricultural Testament. Oxford University Press.
· Willer, H., & Lernoud, J. (Eds.) (2019). The World of Organic Agriculture: Statistics and Emerging Trends 2019. FiBL-IFOAM Report. ↩
· https://www.tarimorman.gov.tr/TAGEM/Belgeler/yayin/ORGAN%C4%B0K%20TARIM%20SPB_2021-2025.pdf
· https://www.tarimorman.gov.tr/ABDGM/Belgeler/%C4%B0DAR%C4%B0%20%C4%B0%C5%9ELER/Uzmanl%C4%B1k%20Tez%20Eyl%C3%BCl%202015/Nazl%C4%B1%20Seda%20Durak%20k%C4%B1l%C4%B1carslan.pdf
· https://tarimgundemdergisi.com/organik-uretim-ulkemizde-nasil-gelisti-ve-nerede/#:~:text=T%C3%BCrkiye'de%20organik%20tar%C4%B1m%20uygulamalar%C4%B1,zamanla%20t%C3%BCm%20T%C3%BCrkiye'ye%20yay%C4%B1lm%C4%B1%C5%9F.
· https://dergipark.org.tr/tr/pub/omuanajas/issue/20234/214255#:~:text=Organik%20tar%C4%B1m%201980'li%20y%C4%B1llar%C4%B1n,'den%201089'a%20y%C3%BCkselmi%C5%9Ftir.
· https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/TEZ/ET002346.pdf
- T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı. (2023). Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik. Link
- CERES Türkiye. (2024). Organik Tarım Sertifikası Nedir, Ne İşe Yarar? https://ceres-cert.com.tr
- Sürdürülebilir Hasat Ağı. (2023). Organik Tarım: İlkeler, Uygulamalar ve Sertifikasyon Süreci. https://network.surdurulebilirhasat.org.tr
- Başak Ekolojik. (2024). Organik Tarım Sertifikası Nasıl Alınır? https://www.basakekolojik.com.tr
- Sürdürülebilir Hasat Ağı
https://network.surdurulebilirhasat.org.tr
- Control Union Türkiye
https://www.controlunion.com.tr
- IFOAM – Organics International
https://www.ifoam.bio
- Tarım ve Orman Bakanlığı – Organik Tarım Portalı
https://www.tarimorman.gov.tr/Konular/Bitkisel-Uretim/Organik-Tarim
- FAO (2020). Organic Agriculture and Certification Challenges.
http://www.fao.org/organicag
- IFOAM – Organics International (2021). Organic Transition Barriers.
https://www.ifoam.bio
- TZOB (2022). Organik Tarımın Sorunları Raporu.
https://www.tzob.org.tr
- European Commission (2021). Organic Farming Action Plan.
https://ec.europa.eu
- GRAIN (2020). Certification Complexity in Organic Farming.
https://www.grain.org
- USDA – Organic Trade Association (2022).
https://www.ota.com
- USDA – National Organic Program (NOP)
https://www.ams.usda.gov/services/organic-certification
- FAO – Organik Tarım Rehberi
http://www.fao.org/organicag
- European Commission – Organic Farming Regulation 2018/848
https://ec.europa.eu
- ISO 17065 – Requirements for Certification Bodies
https://www.iso.org
- IFOAM (2018). Group Certification Guidelines. ↩